Ahmet Ümit-- Bab-ı Esrar

1.12.14

Bab-ı EsrarKayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın... Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya... Kapıları sırlara açılan bir kent... Sırların mucizelere dönüştüğü geceler. Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar... Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı... Aşkı sadece aşkla tartanların ıtırlı soluğu... Ölümün yok edemediği bir sevda... Yıllara direnen bir sevgi; Şems-i Tebrizi ve Mevlâna Celaleddin-i Rumi... Günümüzden yedi yüz küsur yıl öncesine uzanan gerilim dolu, heyecan yüklü, mistik bir serüven...

"Taşta kan vardı, gökyüzünde dolunay, bahçede toprak kokusu. Ürkütücü bir serinlik içinde yüzüyordu ağaçlar. Kış güllerinin katmerlenme vaktiydi, nergislerin tazelenme demi. Yedi kişi girmişti bahçeye... Yedi öfkeli yürek, nefretin ele geçirdiği yedi akıl, yedi keskin bıçak. Yedi lanetli adam bahçenin sessizliğini yedi parçaya bölerek yürüdü kurbanlarının bulunduğu tahta kapıya...

Taşta kan vardı. Bahçede ürkütücü bir serinlik. Cinayetin tek tanığı dolunaydı. Hiç şaşırmadan, ürpermeden, korkmadan bakıyordu uzun boylu kavak ağaçlarının ölü yapraklarının arasından. Yedi kişiden en genç olanı vurmuştu kapıya. En yaşlı olanı çağırmıştı içeridekini. Yedi kişinin yedisi birden saplamıştı bıçaklarını içeriden çıkana.

Taşta kan vardı. İnsanların yüreklerinde nefret, dolunayda derin bir sükûnet..."
(Tanıtım Bülteninden)
Yazar:
Yayınevi:Everest Yayınları
Tür / Konu     :    Roman , Polisiye , Tasavvuf:
 Sayfa             : 408 sayfa




Herkese merhaba...(3-5 kişi okuyor yazıları ama çaktırmayın herkes diyiveriyim) takipçi edinene kadar kendi kendime yazıp paylaşacam böyle :)

İkinci kitap yorumuyla karşınızdayım yine
      Haziranda migros indiriminde 5lira gibi bir fiyata satın almıştım kitaplığımda kuzu kuzu yatıyordu.Sonunda okudum ((aslında yorum yapmayacaktım buna ama yeniyim diye ne kadar aktif olursam o kadar iyi düşüncesiyle yorumunu yazmaya karar verdim))


Normalde cep kitapları sevmiyorum ama Ahmet ümit'i daha önce okumadığım için kalkıp 15 lira vereceğime kitabına dedimki cep kitap al beğenmesen bile bişeycikler olmaz.

**YORUM BAŞLASIN**
 
  Kısaca bahsedecek olursam Konya'daki bir otel yangınını araştırmak ve sabotaj olup olmadığına dair rapor yazması için Londra'dan sigorta uzmanı Karen Kimya Greenwood gelir.
Ancak Karen'ın ilk başlarda Konya işini kabul ettiği için pişmanlık duyar bunun sebebi onları terk eden babasının Konyalı olması ve Konya'ya ait bütün hatıralarının babasıyla ilişkili olmasıdır.

 Olay örgüsü iki taraflı gidiyor bir tasavvufi boyutu var birde Konyaya geliş sebebi olan otel yangını.
Konya'ya gelir gelmez kalacağı otele giderken aracın tekeri patlar adam aracın tekerini değiştirirken  Karen etrafa bakınmak için arabadan iner o sakallı siyahlar içinde bir adam Karen'ın eline bir yüzük bırakır "Senin olanı sana getirdim" der.Bu esrarengiz olayların ilki böylece yaşanmış olur.

Karen otel yangını araştırırken yaşadığı esrarengiz şeyler artar.Sigorta şirketinin Konya acentesinin sahibi Mennan bazi ipuçlarina dayanarak (spoiler olmasın diye çok yüzeysel geçiyorum) olayın Şems ile alakalı olabileceğini anlatıyor okuduğu bir kitaptan alıntılarla düsüncesini desteklemeye çalışıyor, ve tabiki pek realist kahramanımız yaşadığı onca şeye rağmen mennana inanmıyor.

Karen Kimya beklenmedik bir anda kapkaça uğruyor ve enteresandır ki kapkaça uğradığı yerde bir cesete ulaşıyorlar ertesi gün.Okurken öğreniyoruz Mennan'dan oraya Marec-ıl Bahreyn(iki denizin birleştiği yer) diyorlarmış ve Mevlana ile Şems in ilk karşılaştıkları yer.

Tüm bu yaşananlardan sonra iş birazcık Karen'in babasını bulmak ya da en azından başına ne geldi nerede olduğunu öğrenme çalışmalarına bağlanıyor.

Ahmet Ümit deyince akla tabiki polisiye geliyor ama bu kitap türünde de belirtildiği gibi tassavufi bir polisiye hatta araya birazcık polisiye serpilmiş tasavvuf kitabı ve bu yüzden çok olmasada beğendim.



***CİDDİ SPOİLER***

Epey bilgi vardı kitapta mevlana ve şems'e dair aslında hoşuma gitti ama tek şey bölümü şems'in mevlanadan  kadın istediğinde karısını getirmesi,bir çocuk istediğinde oğlunu önermesi falan ki bunlarda sanko bir meziyetmiş gibi aktarılıyor.Kitaba göre ben bencil benliğine bağlı bir insan oluyorum ve hicbir zaman sufilerin o ebedi aşk'a ulaştıkları gibi bir ulaşma olmaz bende yani.
Nitekim Karen da öyle diyor Şems ile konuşmasında Şemste anlamıyorsun göründüğü gibi değil herşey gözündeki görünmez perdeyi aş bilmem ne...Böyle konularda sırları giz'i yolunu kendin bulmak zorundasin kendine ancak sen yardım edebilirsin ayakalarınıda sevmem açıkçası.Ama kitabın sonundaki belirsizlik çok hoşuma gitti.

***SPOİLERSIZ SON SÖZLER
Genel olarak beğendim Şems ile Mevlana ya dair bölümlerin çoğu güzeldi.Çok güzel bitirdi kitabı beğendim son sayfasını.
Onun dışında Ahmet Ümit okurmuyum bir daha okurum ama şu an kitaplığımda olan Beyoğlu rapsodisi'ni okurum ama bunun üzerindem bir kaç ay geçmesi ve benim bunu sindirmem lazım 😀😀

Son olarakta PUANIM 3,5 o minnak resimlerle belli ediyolar ya puanlarını tecrübeli bloggerlar henüz ben bilmediğim ve öğrenmeye fırsatımda olmadığı için böyle  3,5 yazıyorum 😟😟

"ÖĞRETMEK İSTEYENİNİZ VARSA  SEVE  SEVE ÖĞRENİRİM BLOĞUMU
DÜZELTMEMDE YARDIM EDEBİLECEK YA DA EN AZINDA NERDEN ÖĞRENEBİLECEĞİMİ SÖYLEYECEK İNSANLARIN YARDIMINI SEVE SEVE KABUL EDERİM ""

YARDIMLARINIZI BEKLİYORUM BAYSS 😉😉

You Might Also Like

1 yorum

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Bumerang - Yazarkafe

Görüntüleme Sayısı

Bumerang - Yazarkafe

Subscribe