2015 İlk Yorum : Son Ada

2.1.15















Yazar:Zülfü Livaneli
Yayınevi:Doğan Kitap
Sayfa Sayısı:196


"Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir."
-Yaşar Kemal-

Son Ada'nın adsız anlatıcısı, adını kendisinin koyduğu bu yeri "son sığınak, son insani köşe" olarak niteliyor. Anlattığı, nerdeyse bir ütopya: "Herkes elinden geldiği kadarını, içinden geldiği kadarını yapıyordu." Ancak bu durum uzun sürmez: Ülkenin darbeci başkanının emekliliğini huzur içinde geçirmek için adaya yerleşmesi, bu cennet adada yaşayanların huzurunu kaçıracaktır.

Başkan, Son Ada'yı her tür "anarşi"den kurtarmaya kararlıdır. Adanın halinden hoşnut toplumunu "çoğunluğun oyları neyi işaret ediyorsa onu yaparak" oluşturduğu "kurul"lar eliyle yönetmeye, adanın ağaçlıklı yolunu "park ve bahçe geleneklerine göre düzenlenmiş" bir hale getirerek başlar. Görünüşte her şey demokratik geleneklere uygundur.

Ütopya tam bir distopyaya dönüşürken, başta martılar, bu gidişe başkaldıranlar da vardır...

"Livaneli'nin bu benzersiz yaratıcı romanında, insan yapısı otoriteyle karşı karşıya... Yazar bizi dünyamız üzerinde yeniden düşünmeye çağırıyor. Mutlaka okunmalı."
-Prof. Lenore Martin, Harvard Üniversitesi-

"Romanı bitirdiğinizde, bir yurdu yok eden kişilerin, küçük bir adayı da kolaylıkla yok etmesinin doğal olduğunu anlıyorsunuz."
-Hasan Akarsu, Cumhuriyet




Yılın ikinci günü herkese merhaba.Bu yıla geçen yılki hedefimi gerçekleştirememiş olmanın ezikliği ile giriyorum.Tabi hiç fırsat kaybetmeden kendime 70 hedefi koyup okumaya başladım 
final varmış kimin umurunda bunun bütü var ne de olsa :D :D

Hiç vakit kaybetmeden aldım elime Zülfü'cüğümün kitabını okudum.Sayfa sayısı da epey az olduğu için hemen bitti çok zamanımı da almadı.
Bence sınav zamanı süper gidiyor böyle ince kitaplar :) hemen bitiyor,ara verip acaba ne olacak diyerekten aklın kitapta kalmıyor falan.



Kısaca anlatırsam kitabı sessiz sakin bir adada kendi hallerinde yaşayan insanların adadaki bir evin satılmasıyla adaya gelen herif(herif diyorum hala sinirliyim o şeref yoksunu insana) yüzünden hayatlarında meydana gelen hadiseler ve distopyaya dönüşen adalarında yaşam mücadelelerini anlatıyor.

*****BENCE Son Ada

Kitap tek bir anlatıcının gözünden olaylar yaşanıp bittikten sonra başına ne geldiğini bilmediği arkadaşı için kaleme alıyor tüm yaşananları.

Kitapta  ütopyadan distopyaya öyle bir geçiş var ki hoppala!! ne oluyor lan dedim.Ne güzel kardeş kardeş geçinip giderlerken sen kalk adaya siyasetçinin teki gelsin.
Adı üstünde siyasetçi haliyle sıçıyor adaya da adadakilerin hayatınada.

Her zaman olduğu gibi değişiklikler yavaş yavaş başlıyor ufak şeylerle başlıyor.Kimseden ses çıkmayınca itiraz olmayınca artmaya başlıyor ta ki artık bir bok yiyemeyeceğin her emre boyun eğeceğin duruma gelene kadar.

Hiç kimse dediysek  gariplerim haksızlıklara gelemeyen bir iki kişi var ama ne işe yarar çoğunluk onları dinlemedikten sonra.

Kitapta en dikkat çeken şey martılar oluyor göze göz dişe diş diyorlar adeta.Örgütlenip onlara ve yumurtalarına zarar veren insanlara saldıracak kadar zeki hayvanlar mıdır(!) bilmiyorum ama oraları okurken  
-"ohh olsun insanlara,saldırın martılar bu çevre düşmanlarına saldırın" diye bağırmak geldi içimden.


En çokta keşke gerçekte  tüm doğa ona zarar vermeye çalışan insanlara karşı böyle dirense dedim içimden yoksa biz insanlardan bir bok olacağı yok.Ta ki kitapta olduğu gibi her şeyimizi kaybedene kadar.

Kitabı okurken en çok sinir olduğum yaratık tabi ki Başkan olacak o meymenetsiz kaknem herif vardı o mahluk konuştuğu zaman tepkim

        aynen böyle oldu tüm kitap boyunca.

Sinirimi en çok bozan şeylerden biride dakka başı fikir değiştiren kaypak insanlar oluyor tamam tehdit ediliyorsun ama bir adam gibi düşünsene her şeyede tamam denmez ki arkadaş.

Kitapta hiç kimsenin gerçek adı yoktu karakterler yazar,noter bey,1 numara martılar falan diye gidiyordu.Favori karakterim tabiki martılar oluyor Kendi türüme ihanet edip bende martıların tarafında olurdum her türlü ne yaparsalar yapsınlar.

Kitabı genel olarak çok beğendim gerçekte olan bir şeydi çünkü dağların "yangın" adı altında yakılıp 2b arazisi olarak satılması geldi aklıma kitabı okurken.Rant için doğa hayvan insan tanımayan vahşilerin yaptıklarını düşündüm.
Gerçekçiydi kitap siyasiydi birazda ama parmakla gösterip şu şudur falan değil.Genel itibariyle siyasilik içeriyor.

Benim beğenmediğim tek şey sonda tüm ada halkının başına gelenler oldu.İsterdim ki daha çok çile çeksinler sürünsünler direk olan şeye anlam veremedim zaten.

puanım:4

kitabı beğendim ama sonu için 1 puan kırdım



Gerçek bir distopya hayatın içinden romana aktarılmış biraz siyasetle de harmanlı bir kitap okumak isterseniz kesinlikle tavsiye ederim.

Son olarakta kitabın arkasında Zülfü ile kitap hakkında bir söyleşiyi eklemişler orada demokrasiyi çarpıtanlar için dediği 
çoğunluk diktatörlüğü çok hoşuma gitti.Çünkü dünyada bu olup bitenler o herkesin hayali olan demokrasi olamaz.

Bide Gezi parkı benzerlikleri tartışılmış sona eklenen söyleşi kısmına bakmanızı tavsiye ederim :)





You Might Also Like

0 yorum

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Bumerang - Yazarkafe

Görüntüleme Sayısı

Bumerang - Yazarkafe

Subscribe