Herkese merhaba arkadaşlar
Bugün bu ay okuduğum AŞK konulu iki kitabın elimden gelidğince yorumunu yapacam sizler için.İlk olarak bana aşkımızı anlat kitabından başlamak istiyorum.

Öncelikle belirtmek isterim ki kitap aşk üzerine yazılmış kısa kısa yazılardan oluşuyor.Denememi denir ne denir bilmiyorum ama normal giriş gelişme sonuç karakterler falan öyle bir roman değil.

İlk kısımda bana aşkımızı anlat var zaten orayı okuyunca ilahi aşka dair şeyler bekledim ama ben hepsinin ilahi aşk olduğunu düşünmüyorum.Hz.Nuh'tan Hz.Musa'ya Hz.Zekeriya'dan Hz.Yusuf'a değinmiş çok çok kısa birer cümlelik bahsetmiş hepsinden.

Bir ortasından bir sonundan rastgele okuyabileceğiniz kısa kısa bölümlerinden oluşuyor.Yazar aşkı tanımlamaya çalışıyor,betimlemeye yada kendince aşkın ne olduğunu.

Biraz tavsiyede veriyor gibi , ilahi aşk ile beşeri aşk iç içe geçmiş aynı zamanda bir bölümünü okurken bir kadına aşkını anlatıyor gibi geliyor bir diğerinde ilahi aşk işte.

Kitap bana göre güzeldi en çokta hikayelerin bitimindeki satırları beğendim.

Son söz:
Aşk başladıysa perdeleri kapatın,
gözünüzü açtığınızda dünya aynı dünya olmayacak

Özetlemek gerekirse ilahi ya da beşeri aşkla ilgili kısa kısa yazılar (sohbet eder gibi yazılmış gayet akıcı) okumak isterseniz tavsiyemdir arkadaşlar.


Meçhul bir yolcuyuz yokluk deminde       ////   Aşkın yaşı olur mu bekleme sakın boşa
Kimler baki dünya denen zeminde            ////    Kapılma gelmez ise yoktan yere telaşa
Ölüm otağı kurar göğüs damında
Doğarken bitiyor ömür dediğin



Yazar:Güney Utkun
Sayfa sayısı:455

Ben aşk romanları okuyan ya da seven bir insan değilim o yüzden nasıl desem bilemedim bu kitap için.

Kitap 3 ocak 1991 diye başlıyor ve uzun uzun gazete başlıklarını okuyoruz saddam,ecevit nato iran-ırak... falan derken ne oluyoruz dedim bu da mı normal bir roman değil.

Neyseki korktuğum gibi değilmiş bunu anladım bir kaç sayfa sonra.Kitabın ilk kısımları daha çok toplumsal olaylara değinilmiş gibi o zamanın insanlarının ruh hali gazetelere bakıp savaş çıkacak deyip duruyorlar.

Esas oğlan genç şair,polis kuzey ve onu çocukarıymış gibi benimseyen kapı komşusu olivier amcası ve alvina teyzesi ile yaşayıp gidiyor.

Olivier ve alvina emekliliklerinden sonra istanbula yerleşen alman asıllı karı-koca.

Aslı annesi Sultanla yaşayan bir doktor,hayattan bıkmış sıkıntılar içinde yaşayan dünyadan nefret eden biri.

ve birde Karaca var..

Kuzey  üniversiteye dönüyor,ona önemli bir görev veriliyor ve bunu yerine getirmesi isteniyor.Devlet tarafından atanan bir başkalarıyla birlikte.Biraz bahsedecek olursam üniversitede kurulan bir örgütle alakalı.
Kuzey polis bu arada.

Öte yandan söylemek istemediğim bir şeylerde oldu ailesiyle ilgili bu kitapta beğendiğim bölümlerden.Ki onlarıda sakın mutlu güzel anılar sanmayın.

Enteresan farklı bir kitaptı,beğendim mi desem bilemedim ama güzeldi.Okurken sıkılmadım en azından.İçinde siyasete değdirme olmasa(1991de bile olsa) daha güzel olurdu.

Gerçi kitap kapağındada "SAVAŞIN VE SİYASETİN GÖLGESİNDE FİLİZLENEN BİR AŞK HİKAYESİ" yazıyor.Buradanda hüzünlü bir hikayenin sizi beklediğini anlamışsınızdır.

Ben ilk kitabı daha çok beğendim,2.kitapta birşeyler var ama bazı yerlerde yazar bazı şeyleri abartmış gibime geldi hani değdirip bıraksa daha iyi olurdu uzun uzun anlatmak yerine.

GENEL OLARAK birbiriyle bağlantılı olmayan şimdilik 4 kitaptan oluşuyor bu seri.Seri adı Aşkla Dokun Hayata ben ilk ikisini okudum ne çok beğendim ne de nefret ettim.Geriye kalan "Yalnızca rabbine yönel" ve "Gülsima ağlama ne olursun" var.Elimdeki yığınla kitap bitsin bunlarıda alırım yüksek ihtimal.

Baskısı hakkındada bir iki bir şey diyecek olursam kapaklar hoş güzel kapaklar,ayraçları rengarenk, püsküllü.Ayrıca üstlerinde kokulu kitaptır diye bir şey görmedim ama kitapların farklı bir kokusu vardı çok ağır olup rahatsız etmeyen.

Beşeri ve ilahi aşkın iç içe geçtiği aşk dolu kitap arıyorsanız buldunuz demektir.Roman istiyorsanız AŞK-I RANA normal ince kısa kısa hikayelerden oluşan bir kitap arıyorsanızda BANA AŞKIMIZI ANLAT.

Keyifle okuyun hoşçakalın :) :)